6 Temmuz 2012 Cuma

Aborjın Duası



Her şey yeterli olsun!

seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni diliyorum.

aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum.

güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum.

ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum.



yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek
kadar acı diliyorum.

isteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç diliyorum.

sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek kadar kayıp diliyorum.

son “elveda”yi atlatmana yetecek kadar “merhaba” diliyorum…


5 Temmuz 2012 Perşembe

Baba _Kız ilişkisine değinmeden olmazdı :)

Hayatım boyunca beni prenses kabul edecek ve bana özlemi hiç bitmeyecek(adımı duysa gözleri yaşarır) adam benim babam...
Seni çok seviyorum canımıniçi...

0 yaşında

Baba :
Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı...?
Gözleri de bana ne kadar çok benziyor...

Kızı :
Bu gözlerini benden hiç ayirmayan adam babam olsa gerek...





5 yaşında 

Baba :
Prensesim benim, güzel kızım...
Söyle bakalım baban sana ne alsın...?

Kızı :
En çok babamı seviyorum...
Babam, niye annemle uyuyor...?
Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin...



10 yaşında 

Baba :
Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu kız...?

Kızı :
Ben babama aşığım...
Büyüyünce babam gibi erkekle evlenecegim...
Babam bu ay harçlığımı arttırır mı...?

15 yaşında 

Baba :
Ne kadar da çabuk büyüdü...
Eve de gittikçe geç kalmaya basladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek... Sanırım daha sert konuşmalıyım...

Kızı :
Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum...
Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum...
Ne zaman özgür olacağım...?


20 yaşında 

Baba :
Artık sözümü dinlemiyor, benden giderek uzaklaşıyor...
Kendi parasını da kazanmaya basladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii.
Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten...
Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor...

Kızı :
Her dediğime alınıyor, beni bir türlü anlamıyor...
Hele geçen gün giydiğim eteğe karışmasına ne demeli...?
Evden ayrılıp, kendi hayatımı kurmalıyım...
Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!...

25 yaşında 

Baba :
Bir gün bunun olacağını biliyordum...
İşte evleniyor...
Zaten aramız eskisi gibi değildi...
Şimdi bir de kocası var...
Prensesim beni terkediyor...

Kızı :
Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki...?
Biliyorum, onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor...
Kendi hayalindeki damat degil ya!...
Sanki birlikte yaşayacak olan o...

30 yaşında 

Baba :
Çok az görüşüyoruz. Daha sık biraraya gelsek ne iyi olur...
Hem torunlarımı da özlüyorum...
Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki...

Kızı :
Babamları da çok ihmal ediyorum galiba...
Yine telefonda çok üzgün geldi sesi...
Haftasonu onlara süpriz yapmak en iyisi...

40 yaşında 

Baba :
Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor...
Ona göre çağın gerisinde düşünüyormuşum...
Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim...
Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı...
Şimdi beni beğenmiyor...
Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyecegim...

Kızı :
Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor...
Sürekli bir şeylerden yakınıyor...
Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama...
Ya ona bir şey olursa...?
Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım...

45 yaşında 

Baba :
Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel...
Gözüm arkada gitmeyeceğim. Her şeyi kendi başardı...
Onunla gurur duyuyorum...

Kızı :
Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim...
İlaçlarını da hep ihmal ediyor zaten...
Allah'ım onu benden alma!

50 yaşında 

Baba :
Dünyada mutlu kal kızım !...

Kızı :
Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım...
Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana...?
Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol...
Ve hep yanımda olduğunu hissettir,
Ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela...
Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım...?

55 yaşında 

Kadın :
Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım...
Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim,
Çünkü "keşke"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum....
Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni
üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu...?



4 Temmuz 2012 Çarşamba

Anneme "Sen Haklıydın" diyecek kadar büyümüşüm :)

Kah ağladığımda gözyaşı,kah güldüğümde kahkaha...Bazen kızar ama çokca sever:)Laf aramızda etipufu da çok sever:)Bazen arkadaş bazen sırdaş ama sonsuz anne...Anneeeeeeeeeeeem seni çok seviyom ki ben :)
"13 Yaşında " Anne Ne Var ! 
"16 Yaşında " Anne Beni Rahatsız Etme !
"18 Yaşında " Bu Evden Gitmek İstiyorum ! "25 Yaşında " Haklıydın Anne "
"30 Yaşında " Annemin evine dönmek istiyorum "
"50 Yaşında " Annemi kaybetmek istemiyorum "
"70 Yaşında " Annem eğer burda olsaydı benim için herşeyi yapardı "

Bu yazıyı çok seviyorum çünkü biliyorum ki okuyan herkes kendinden bir parça buluyor...Hepimiz bu yaşlardan geçtik, geçiyoruz ve geçeceğiz ömrümüz yettiğince...Önemli olan annemizle geçen zamanı ne kadar az kırgınlıkla geçirdiğimiz...Düşünüyorum da biz annemle çok büyük savaşlar yaşamadık evde, tabii ki sancılı zamanlarımız olmadı değil şu malum yıllarda ama az hasarla atlattık...18 yaşımda üniversite sebebiyle evden ayrıldım...İlk defa bu kadar ayrı kaldım...İlk başta her şey çok güzel geliyor insana, hani kendini,benliğini, özgürlüğünü keşfediyorsun ya,dünya bir anda senden sorulur oluyo...İşte diyosun ben büyüdüm artık kendi kararlarımı kendim alırım.Dünya arkadaşlarından ibaret son 5 yıldır olduğu gibi tek fark artık ailen yok yanında....Evdeki el bebek gül bebek devri günler geçtikçe azalıyor,sorumluluklar artıyor ve zamanla arkadaşlardan daha çok ailene ihtiyacın olduğunu hissediyosun...İşte o zaman başlıyor    yoğun bir anne özlemi...Keşke annem burda olsaydı şunu yapardık şunu yerdik şuraya giderdik ve hatta şu sebepten azıcık atışır kendimize gelirdik :)

Şuan 24 yaşındayım ama sen haklıydın anne diyeli sanırım bi 3 yıl oluyor:) Bunu erken fark ettiğim için kendimi şanslı görüyorum en azından 3 yıldır annem annem olmanın dışında dostum oldu sırtımı yasladığım, omzunda ağladığım ve fikirlerine danıştığım...Annem hep derki sen büyüyosun yaş aramız giderek küçülüyor...Artık evli bir bayanım evet annem kadar sorumluluklarım yok henüz:) [sanırım bi 3 yıl daha olmayacak:)] ama annemin dilinden anlıyorum artık daha da derinlere inebiliyoruz ve birbirimizin dilinden daha iyi anlıyoruz...

Aslında düşündüm de annem 24 yıldır zaten dilimden, gözümden ne dediğimi ne hissettiğimi anlıyordu onu anlamak istemeyen benmişim...

Annecim merak etme ben de seni anlayabiliyorum artık, hamilelikte başlayan ve 24 yıldır devam eden sancılı günler için bugün özür dilerim senden. O günlerde bu günlerin geleceğini bilseydim yapmazdım diyemeyeceğim çünkü ne o zaman ben çocuk olabilirdim ne de sen şimdi ki kadar olgun :) Biz birbirimizi büyüttük, ben büyüdükçe büyüdüm olgunlaştım sen büyüdükçe küçülüp çocuklaştın ve biz artık ortada buluştuk :) Ben, senin bizimle (erkek kardeşim var bi de ) yaşadığın sıkıntıları çocuklarımla yaşayıp onlara derdimi anlatmaya çalışırken ne kadar şanslı olacaksın ki onlarla doyasıya sabırlı günler yaşayacaksın :) Ve benim sana daha çok ihtiyacım olacak :) Hep yanımda ol bitanecim, hep bir elin omzumda bir gözün bir kulağın yüreğimde kalsın senden güç alsın zihnimle bedenim....
Seni çok seviyorum annecim çok ama çok seviyorum,

Bu kadar yazıdan sonra artık 2. annemden de bahsetmeden olmaz :) Kayınvalidem demek bana uzak, o eşimin,  yüreğimin annesi....Bana olan samimiyeti ve içten sevgisi için ona da çok çok teşekkürler...Bir ömür boyu 2 annemle de sağlıklı,huzur dolu günler geçirmektir dileğim...Seni de çok seviyorum annem....

28 Haziran 2012 Perşembe

Sonunda erdik muradımıza , dostlar çıksın kerevetine :)

Yaklaşık 1 yıldır yoğun, telaşlı eh biraz da stresli bir mücadelenin içinde koşturduktan sonra sonunda rahata erdik sanırım :) 

6 yıldır hayalini kurduğumuz ve o günler gelir mi acaba diye düşündüğümüz hayaller artık gerçeğe döndü...Sabrın sonu selamettir dedikleri de bu olsa gerek :)


Biz masallarda okuduğumuz, filmlerde şahit olduğumuz bir aşk yaşıyoruz eşimle (bu söze alışmak biraz zaman alacak sanırım çünkü hala eşim de sevgilim diye hitap ediyo :) ) Dileğim 6 yıldır sönmeyen alevin her daim canlı kalması...


Ben şanslı gelinlerdenim 2 gün gelin oldum :) Ama hala doyamadım :)(gelinliğimi giyip o anı o duyguyu tekrar tekrar yaşamak istiyorum bazen :)


Denizli-Bursa-İstanbul üçgeninde çok yorulduk ama değdi...Hele ki pazar günü balayı otelimize giriş yaptığımızda bu duyguyu daha da yoğun hissettik :)İşte telaşın, stresin ve yorgunluğun bittiği yerdeyiz dedik :)

1 haftamızı doya doya her şeyin tadını çıkara çıkara geçirdikten sonra artık İstanbul'umuza evimize döndük...

Ne hazırlık aşamasında ne düğün zamanında ne de balayımızda kendimizi üzecek şeylerle meşgul olmadık.Birbirimizi alttan aldık ve o anların tadını çıkardık...

Allah bu duyguyu herkese sevdiğiyle yaşatmayı nasip etsin...

Bu mutlu günü yaşamamız için ellerinden gelen her türlü çabayı gösteren ailelerimize, o gün bizi yalnız bırakmayan dostlarımıza ve özellikle isimlerinden bahsetmek istediğim kız kardeşim Merve'ye ( bu günleri en az stresle atlatmamı sağlayan kişi, iyiki yanımdaydı) can dostumuz eşimin sağ kolu Yiğitciğimize, Denizli'deki gelin arabamızın sahibi dostumuz Recep'e ve Bursa'daki gelin arabamızı espirileriyle ( arabaya "rahat battı" yazdırdı:) süsleyen canımız Hakan'ımıza özellikle teşekkürü bir borç bildik :)Her şey için çok çok teşekkürler, iyi ki varsınız...


(Fotoğrafları alabildiğimiz gün paylaşacağım :)


Sevgilerle,



20 Nisan 2012 Cuma

Gülleri hiç bu kadar lezzetli görmemiştim :)

Biraz önce kapım çalındı ve çocuk elindeki kocaman gül demetini bana uzattı, Emre bey göndermiş dedi...
6 yıllık sevgilim,şuan nişanlım ve 49 gün sonra eşim olacak adam...
Sana çok teşekkür ederim canımıniçi, evlilikte edilen yemini 6 yıl önce edip iyi günde de kötü günde de beni yalnız bırakmadığın için...
Her zaman hayatımda ol, varlığın bana en büyük hediye...

Seni çok seviyorum....

Bugün benim doğum günüm...

Bazen mutluluk, bazen hüzün kapımızı çalıverir ya hani, bugün de kocaman bir tebessümle, gördüğüm herkese gülücükler dağıtacağım bir güne uyandım :)1,2,3,5,10,17,20 derken bugün de 24 oluvermişim meğer :) Hayata yeni başlangıçlar yaptığım bir dönemde olduğum ve o blog senin bu blog benim derken sonunda kendime ait de olsun ve yüz yüze tanışmamış olsak da birşeyler paylaşabileceğim insanlarla bir araya geleyim diye bu bloğu oluşturmak istedim.Şans bu ya bloğumun açılışı doğum günüme denk geldi :) Yani ilk hediyemi kendi kendime vermiş oldum :)Ama saat 00.01'de bu anı ilk kutlayan olmak adına beni uykumdan uyandıran sevgili dostum,kız kardeşim Merve'nin sarf ettiği çabanın da hakkını yemek olmaz şimdi :)
Bir de anneye babaya teşekkür etmeden bu yazıyı bitirmek de olmaz!Annecim babacım, her nekadar hayat bazen bizi üzse de biliyorum ki mutlu olduğumuz zamanlar hep daha fazla olacak inşallah...Dünyaya sunulan tüm nimetleri tatmama vesile olduğunuz ve beni bugünlere getirdiğiniz için size olan minnetim hiçbir zaman azalmayacak.İyiki varsınız ve daha nice nice yıllarda birlikte olabilmektir duam.
Bazen konuşmaktan çok yazmayı, söylemekten çok dinlemeyi tercih edenlerden biri olarak "Renkli düşlerimden inciler" adını verdiğim ve birbirinden farklı konuları (yaşam,aşk,aile,alışveriş,yemek,hoş sohbet :) vs vs) içimden geldiğince paylaşmak ve fikir almak için oluşturulmuş bu blogda bol paylaşımlı mutlu günler geçirmek dileğiyle,
Şimdilik hoşçakalın...